Halkın kanser ve kanserden korunma konusunda farkındalığını
artırmak için ülkemizde, her yıl 1-7 Nisan tarihleri arasında “Ulusal Kanser
Haftası” etkinlikleri düzenlenmektedir.
Kanser, ortak özellikleri nedeniyle çok sayıda hastalığa verilen
bir ortak isimdir. Kanser başlığı altında toplanan yüzlerce hastalığın ortak
özelliği ise şudur: “Vücudumuzdaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması”
Kanserin belirtileri genel olarak şu şekilde özetlenebilir:
- Memede
ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesi
- Uzun
süreli ses kısıklığı veya öksürük
- Yeni
bir ben ya da mevcut bir bende değişiklikler olması
- İyileşmeyen
bir yara
- Koltuk
altı, boyun, kasık gibi cilt altında ele gelen yumru
- Bağırsak
alışkanlıklarındaki değişiklikler (ishal, kabız olma)
- Zor
veya ağrılı idrara çıkma
- Yemekten
sonra hazımsızlık
- Yutmada
zorluk
- Bilinen
hiçbir neden olmadan kilo kaybı veya alımı
- Karın
ağrısı
- Açıklanamayan
gece terlemeleri
- Kanlı
idrar, dışkıda kan görülmesi, düzensiz adet kanamaları, burun ve diş eti
kanamaları
- Cilt
altında kanama (toplu iğne başı kadar küçük kırmızı döküntüler, kolay
ortaya çıkan morarmalar)
- İştahsızlık,
zayıf veya çok yorgun hissetme
Çoğu zaman, bu belirtiler kansere bağlı değildir. Ancak birkaç
haftadır süren belirtileriniz varsa, sorunların olabildiğince erken teşhis
edilip tedavi edilebilmesi için bir doktora görünmek önemlidir.
Kanser ülkemizde ve dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci
sırada yer alması nedeniyle önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Günümüzde
kanserin %30-50’si önlenebilir. Bu, kansere neden olan risk faktörlerinden
kaçınma ve erken teşhis ile mümkündür. Birçok kanserin iyileşme olasılığı,
erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse yüksektir
Bireyler ve toplumlar, kanserden ölümlerin en az üçte birinin
tütün ürünlerinden kullanılmaması, meyve ve sebzeden zengin sağlıklı bir
beslenme biçiminin seçilmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması, sağlıklı
kiloda olunması ve alkolden uzak durulması ile önlenebileceği konusunda
bilgilendirilmelidir. Ayrıca hava kirliliğini önleme, güneş ışınlarına
özellikle 10:00-16:00 saatleri arasında maruz kalmama ve koruyucu önlemler
alma, kanser yapan HPV ve Hepatit B gibi enfeksiyöz ajanlardan korunma,
kanserojenlere mesleksel ve çevresel maruziyetin önlenmesi de kanserden
korunmada önemlidir.
Dünyada ve Türkiye’de kanserin önemli bir kısmı önlenebilen
kanserlerdir. Özellikle ülke verilerimiz değerlendirildiğinde obezite ile
mücadele programımız olan sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin
arttırılması, tuz kullanımının azaltılması ile tütünle mücadele programlarımız
kanser kontrolünün en önemli yapıtaşlarını oluşturmaktadır. Alkol ve enfeksiyon
ajanları ile mücadele de çok önemli unsurlardır.
Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını
araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi erken tanı şansını
arttırmaktadır. Bu nedenle, kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık
çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini arttırmayı hedeflemeli,
erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı arttırmalıdır. Ülkemizde meme,
kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık
yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir.
Toplum tabanlı kanser tarama programlarımız; Kanser Erken Teşhis
Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı
Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerimizde (ASM)
yürütülmektedir. Meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserlerine karşı tarama
hizmetleri ücretsiz olarak verilmektedir. 2019 yılı itibariyle 215 KETEM (112
KETEM SHM içerisinde) ve 26 adet Mobil Tarama aracı olmak üzere
TOPLAM 241 merkezde tarama hizmetlerimiz devam etmektedir. 2018
yılında yaklaşık 7 milyon ücretsiz kanser taraması yapılmıştır.
Meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara
yılda bir klinik meme muayenesi, 2 yılda bir mamografi çekilmesi yöntemiyle
yapılmaktadır.
Rahim ağzı kanseri taraması; Ülke genelinde 30 - 65 yaş arası
tüm kadınlarımıza 5 yılda bir HPV -DNA ile tarama ücretsiz
olarak yapılmaktadır. Tüm örnekler Ankara ve İstanbul’daki kurulan Ulusal
HPV Laboratuvarında değerlendirilmektedir. Sonuçlar numunenin laboratuvara
ulaşmasından itibaren 10 gün içinde verilebilmektedir.
Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki
kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi (GGT) ve 10 yılda bir
kolonoskopi yapılarak taranmaktadır.
Her üç tarama sonrası şüpheli bulunan vakalar 81 ilde faaliyet
gösteren Tarama Sonrası Teşhis Merkezlerimize yönlendirilmektedir.
Kanser Kayıtçılığı
Kanserle mücadele ve kanser hizmetlerinde önceliklerin
belirlenmesinde, kanser yüküne ve o bölgede yoğun biçimde görülen kanser
türlerine dair bilgi esas alınmalıdır.
Kanser kayıtçılığı, belirli bir nüfusta ortaya çıkan tüm kanser
vakalarıyla ilgili bilgileri toplamak ve bu bilgileri kanserin klinik ve
patolojik göstergeleri ile birlikte tam olarak belgelemek işlemlerinin tümüdür.
Bakanlığımızca yürütülen nüfus tabanlı aktif kanser kayıt sisteminin amacı
toplumumuzda görülen her kanser olgusu ile ilgili bilgiyi toplamaktır. Bu
sistem belirli bir nüfusun kanser insidanslarını bulmada altın standarttır.
Ülkemizde 1982 yılında kanser, bildirimi zorunlu hastalıklar
arasına alınmıştır. Kanserle Savaş Daire Başkanlığı ise bir yıl sonra 1983’te
kurulmuştur. Ülkemizde aktif kanser kayıtçılığı 1992 yılında başlamış olmasına
rağmen, aktif merkezlerin verilerinden oluşturulmuş olan insidans raporu ilk
kez 2002 serisi ile yayınlanmıştır. 2013 referans yılında 81 ilde aktif kanser
kayıtçılığına başlanmıştır. Türkiye Kanser İstatistikleri Raporları yıllık
olarak yayınlanmakta olup veri kalitesi tam olarak değerlendirilmiş iller
örnekleme alınmaktadır. Son olarak yayınlanan 2015 Raporunda yer alan iller;
İzmir, Antalya, Bursa, Eskişehir, Samsun, Trabzon, Edirne, Erzurum, Ankara,
Gaziantep, Malatya, İstanbul ve Mersin olup bu illerin Türkiye nüfusuna oranı
%47,9’dur.
Türkiye’de bir yılda toplam 167.463 kişiye yeni kanser teşhisi
konulmuştur. Türkiye de en sık görülen kanser türleri değerlendirildiğinde;
erkeklerde ilk sıralarda akciğer, prostat, kolorektal, mesane ve mide
kanserlerinin, kadınlarda ise; meme, tiroid, kolorektal, rahim ve akciğer
kanserlerinin ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir. Çocukluk çağı
kanserlerinde ise çocukluk çağı lösemileri en sık görülen kanser türüdür.
Çocukluk çağında her iki cinsiyette de lenfomalar ve merkezi sinir sistemi
tümörleri lösemileri takip etmektedir.
Küresel Kanser Sağkalım Eğilimleri Sürveyansı 2000-14’te
(CONCORD-3) 71 ülkeden 322 nüfus tabanlı kanser kayıt merkezinin 18 kanser
türüne ait veriler ve sağkalımları yayınlanmıştır. Bu yayında ülkemizdeki 9
kanser kayıt merkezinin de verileri yer almıştır.
Uluslararası Çocukluk Çağı Kanser İnsidanslarında ise ülkemizden
7 ilin verileri yer almaktadır.
İzmir Kanser Kayıt Merkezi 20 yıllık deneyimi ve sürekliliği
nedeniyle 2013 yılında Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından
Kuzey Afrika ile Orta ve Batı Asya bölgesinde yer alan Kanser Kayıt Merkezleri
için eğitim merkezi olmuştur.
Kanser Taramaları
Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler arasında
kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci ölüm sebebi olması açısından önemli
bir toplum sağlığı problemidir. Kansere neden olan faktörlerin başında % 90
oranında çevresel faktörler ,%10 oranında ise genetik faktörler gelmektedir.
Çevresel faktörlere baktığımızda alkol, tütün ürünlerinin kullanımı,
enfeksiyonlar, sağlıksız beslenme ve obezite yer almaktadır. Çevresel faktörler
konusunda yapılan çalışmalarda özellikle tütün ve obezite ile mücadelede epey
yol alınmıştır. Dünyada ve Türkiye’de sık görülen kanserlerden üçü; meme,
serviks (rahim ağzı), kolorektal (kalın bağırsak) kanser tarama programına
alınarak erken teşhis ile yaşam süresi ve kalitesi artmaktadır.
Kanser konusunda en önemli kontrol stratejisinin korunma ve
erken teşhis olduğu bilinen bir gerçektir. Bakanlığımız da Kanser Erken Teşhis,
Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Aile
Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde (SHM) meme, kalın
bağırsak ve rahim ağzı kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz olarak
verilmeye devam etmektedir. 2002 yılında 11 KETEM ile başladığımız bu
mücadeleye 2019 yılı itibarı ile 81 ilde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim
Merkezleri (KETEM) en az bir tane olmak üzere 215 sabit KETEM (112 KETEM SHM
içinde ), 26 Mobil KETEM; toplamda 241 merkezde devam etmekteyiz. Her 250.000
nüfusa bir adet KETEM planlanmakta olup hedefimiz ülke genelinde KETEM sayısını
285’e çıkarmaktır.2018 yılında toplamda 7 milyon kişiye ücretsiz kanser
taraması yapılmıştır.
Serviks (Rahim ağzı) Kanseri Taramaları
Serviks kanseri DSÖ tarafından “önlenebilen bir ölüm nedeni”
olarak tanımlanmaktadır. Halen en çok öldüren jinekolojik kanserler arasında
olan bu hastalık için tüm dünyada tarama yapılması ve her ülkenin kendi kontrol
politikasını oluşturması önerilmektedir. Ülke genelinde smear testine ilaveten
HPV -DNA ile tarama yapılmaktadır. HPV DNA taramaları her ilimizde KETEM’ler,
Toplum Sağlığı Merkezleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri ve Aile Sağlığı
Merkezlerimizde 30 - 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir ücretsiz
yapılmaktadır. Tüm örnekler Ankara ve İstanbul’daki kurulan Ulusal HPV
Laboratuvarına gönderilmektedir. Pozitif olan bireyler için HPV genotipleme ve
sitoloji de çalışılmaktadır. Sonuçlar numunenin laboratuvara ulaşmasından
itibaren 10 gün içinde web tabanlı bir yazılımla hastalar tarafınca Türkiye’nin
her yerinden görülebilmektedir. HPV DNA ile yürütülen servikal kanser tarama
programımız ile Türkiye HPV haritasının oluşması sağlanmıştır.
Kolorektal (Kalın bağırsak) Kanseri Taramaları
Toplum tabanlı tarama yaparak hedef nüfusun en az % 70’e
ulaşarak, kolorektal patolojileri henüz
premalign veya erken evrede iken tespit etmek, etkin ve basit
yöntemlerle tedavi etmek suretiyle de invazif kanser sıklığını, buna bağlı
morbidite ve mortaliteyi düşürerek olası karmaşık ve pahalı tedavileri
önlemektir. 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli
kan testi (GGT) ve 10 yılda bir kolonoskopi yapılmasıdır.
Meme Kanseri Taramaları
Toplum tabanlı tarama yaparak hedef nüfusun en az % 70 ulaşarak,
kanser gelişim sürecini, henüz klinik bulgular ortaya çıkmadan, erken evrede
iken tespit etmek ve kadınlarda meme kanserine bağlı mortalite hızını
düşürmektir. 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir klinik meme muayenesi, 2
yılda bir mamografi çekilmesidir. Tarama oranlarının etkin düzeylere ulaşmasını
ve halkın katılımını arttırmak amacıyla KETEM’ler ile birlikte kanser
taramalarına Aile Hekimlerinin de entegrasyonu sağlanmıştır.
Her üç tarama sonrası şüpheli bulunan vakalar 81 ilde faaliyet
gösteren Tarama Sonrası Teşhis Merkezlerimize yönlendirilmektedir.
Birinci Basamak Kanser Taramalarında;
* Serviks Kanseri taraması; Daha önce taramalarda smaer testi
kullanılırken, Ağustos 2014 yılından itibaren kadınlara HPV-DNA testi
yapılmakta olup bugüne kadar yaklaşık 4,5 milyon kişiye test uygulanmıştır.
196.844’si (%4,46) pozitif çıkmıştır. 33.813 kişi erken teşhis edilmiştir.
* Meme Kanseri taramasında: 2016 yılında merkezi okuma geçilmiş
olup, bu yıldan itibaren bugüne kadar yaklaşık 1 milyon 700 bin kişi taranmış
86.152 kişi ileri tetkike gönderilmiştir. 30.144 kişi erken teşhis
edilmiştir.
* Kolon Kanseri taramasında: 2011 yılından bugüne kadar 5,5
milyondan fazla kişiye GGT testi yapılmış olup 246.279 (%4) pozitif çıkmış,
14.810 kişi erken teşhis edilmiştir.
Birinci Basamak Sağlık Kuruluşlarında 2018
yılında;
Meme Kanseri Taraması: 547.510 kişiye KETEM’lerde, 157.213 kişi
Gezici Mobil Tarama Araçlarında olmak üzere toplamda 704.723 kişiye meme
kanseri taraması yapılmıştır.
Serviks Kanseri Taraması: 646.044 kişiye KETEM ve Gezici Mobil
Tarama Araçlarında, 386.083 kişi Aile Sağlığı Merkezlerinde olmak üzere
toplamda 1.032.127 kişiye serviks kanseri taraması yapılmıştır.
Kolorektal Kanser Taraması: 464.827 kişiye KETEM’lerde ve Gezici
Mobil Tarama Araçlarında, 722.348 kişi Aile Sağlı Merkezlerinde olmak üzere
toplamda 1.187.175 kişiye kolon kanseri taraması yapılmıştır.