Koruyucu Sağlık Hizmetleri
07 Ağustos 2018

Koruyucu Sağlık Hizmetleri

 

Sağlığın Tanımı

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre; sağlık yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Sağlık eğitimi ve sağlığı yükseltme arasında iyi bir işbirliği olduğu zaman sağlıklı olma ve iyi olma mümkündür. “Sağlık Eğitimi” sağlık ve insan davranışları arasındaki koruyucu aktivitelerden söz eder.

 

Fiziksel İyilik Hali

Farklı organlar ve fonksiyonlar arasında hormonal denge (uyum) ile hastalığa karşı koyabilme durumudur.

Mental İyilik Hali

Fiziksel, entelektüel olarak en iyi olma (optimal sağlık) durumu ve büyüme ile ilişkilidir. Toplumda mental olarak tam bir iyi olma durumudur.

Sosyal İyilik Hali

Bireyin kendi dışındaki faktörlerden etkilenmesidir (çevre, sosyal ve kültürel koşullar).

Sağlık durumunu etkileyen faktörler

Sağlık durumu 4 faktöre bağlıdır:

1. Endojen Faktörler: Biyolojik ve genetik faktörler

2. Eksojen Faktörler: Sağlıksız çevresel faktörler gibi

3. Yaşam Tarzı: Egzersiz ya da yetersiz gevşeme

4. Sağlık Bakım Sistemi: Dengesiz bakım

Hastalığın Tanımı

Hastalık, doku ve hücrelerde yapısal ve fonksiyonel olmayan değişikliklerin yarattığı bir tablodur.  

Hastalık Nedenleri

Bünyesel Nedenler: Üç gruptur.

1. Gen,

2. Hormon,

3. Metabolizma bozuklukları.

Çevresel Nedenler: Altı gruptur.

1. Fizik nedenler: Isı, soğuk, ışınlar ve travmalar.

2. Kimyasal maddeler: Zehirler, kanserojenler.

3. Esansiyel madde eksikliği: Vitaminler, aminoasitler, yağ asitleri ve mineraller.

4. Biyolojik etkenler: Mikroorganizmalar, parazitler ve mantarlar.

5. Psikolojik nedenler: Stres.

6. Sosyal, kültürel ve ekonomik nedenler.

Sağlık Sorunlarına Koruyucu Yaklaşım

Koruyucu yaklaşımın amacı hastalıkları önlemektir. Beş düzeyde korunma mümkündür:

Primordial Korunma: Risk faktörleri ortaya çıkmadan onların oluşmasını önlemek amaçlanır. Obezitenin engellenmesi, çocukların sigara kullanmalarını engelleyici okul eğitimleri gibi.

Birincil Korunma (Primer Korunma): Risk faktörleri mevcut iken koruyucu eylem ile hastalığın oluşmasını önlemek ve derecesini azaltmak amaçlanır. Obez kişilerde koroner arter hastalığı veya diyabet gelişimini engellemek için diyet ve egzersiz önerilmesi, bağışıklama, aile planlaması hizmetleri gibi.

İkincil Korunma (Sekonder Korunma): Hastalıkları zamanında yakalamaktır. Erken tanı hizmetleri olarak bilinir. Kan basıncı ölçümleri, serviksten sürüntü alınması, tüberkülin testi gibi.

Üçüncül Korunma (Tersiyer Korunma): Birincil ve ikincil korunma olanaklarından yararlanamamış, tanıda geç kalınmış hastalarda, en iyi tedavi ve rehabilitasyon olanaklarının kullanımıdır. Diyabeti olan kişinin göz komplikasyonları varken körlüğün veya diyabetik nöropatisi varken bacak amputasyonlarının engellenmesi gibi.

Dördüncül Korunma (Kuaterner Korunma): Korunma için alınan önlemler ile tanı ve tedavi testlerinin çeşitliliği ve duyarlılığı arttıkça hem tanı testleri olması gerekenden çok ve gereksiz yapılmaya başlanmış hem de hastalıklar veya rahatsızlıklar gerekmediği halde ya da gerektiğinden çok yoğun bir şekilde tedavi edilmeye başlanmıştır. Dördüncül korunma bu dönemde hem tanı hem de tedavinin aşırı kullanımın önüne geçebilmek için ortaya atılmıştır. Dördüncül korunma normal fizyolojik durumların hastalık olarak tanımlanması ile bu yeni tanımlanan hastalıkların gerekmediği halde tedavi edilmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Böylece sağlıklı ya da muzdarip oldukları rahatsızlıklar tanı ve tedavi gerektirmeyen bireyler toplumsal açıdan daha düşük maliyetler ile geçerli ve güvenilir bilimsel bilgi birikimi doğrultusunda aşırı tanı ve tedavi yükünden kurtulabileceklerdir. Her türlü fiziksel ve ruhsal gerilimden korunarak tıbbi bilgi birikimi ve teknolojiden gerekmediği halde muzdarip olamayacaklardır.

Bir Sağlık Sorununun Önemli Olma Kriterleri

1. Sık görülme (insidans, prevalans),

2. Sık öldürme (mortalite),

3. Sık sakat bırakma (morbidite),

4. Sık işgücü kaybına neden olma.

 

Önemli Sağlık Sorunlarına Örnekler

 

Koroner Kalp Hastalığı: İnsidansı %0.7, prevalansı 30-39 yaşlarında %1.9, 60-69 yaşlarında %12.3 olup, mortalitesi %20-25’tir. Risk faktörleri arasında yaş, aile öyküsü, sigara içimi, hipertansiyon, HDL-kolesterolün <35mg/dl olmasıdır. HDL-kolesterolün >60mg/dl olması negatif risktir. Tarama testleri olarak 50 yaş üzerinde HDL-kolesterol, ve eforlu EKG (güvenli değil) kullanılır. Kolesterol kontrolü, tansiyon kontrolü, sigaranın bırakılması, aspirin, sağlıklı yaşam tarzı, diyabetin düzenlenmesi koruyucu önlemlerdir.

Serebrovasküler Hastalık: İnsidansı %0.5, prevalansı 1200/100,000 ve mortalitesi 30/100000 kişi/yıldır. Risk faktörleri yaş, aile öyküsü, sigara içimi, hipertansiyon, geçici iskemik atak, kalp hastalığı, karotis arterde üfürüm, doğum kontrol hapı kullanımı, hiperlipidemi, yüksek hematokritten oluşur. Tarama testleri arasında kan basıncı kontrolü, 40 yaş üzerinde karotis arter oskültasyonu, 50 yaş üzerinde lipit profili yer alır. Kolesterol kontrolü, tansiyon kontrolü, sigara bıraktırma, aspirin, sağlıklı yaşam tarzı, endarterektomi koruyucu önlemlerdir.

Kanserler: İnsidansı 488/100,000 kişi, prevalansı %2 ve mortalitesi tüm ölümlerin %20’sidir. Kolorektal kanserde risk faktörleri arasında yaş, aile öyküsü, adenomatöz polipler, yağlı beslenme, lifsiz beslenme, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı; tarama testleri arasında 40 yaş üzerinde her yıl rektal tuşe ve gaitada gizli kan tetkiki, 50 yaş üzerinde 5 yılda bir fleksibl sigmoidoskopi; koruyucu önlemler arasında düşük yağlı ve yüksek lifli beslenme ile erken tanı yer alır. Meme kanserinde risk faktörleri yaş, aile öyküsü, atipik hiperplazi, ilk gebeliğin 35 yaşından sonra olması, doğum yapmamış olma, erken menarş, geç menopoz; tarama testleri kendi kendine muayene, hekim muayenesi, mamografi; koruyucu önlemler ise sekonder korunmadır. Akciğer kanserinde risk faktörleri sigara (%83) ve endüstriyel kirliliktir. Prognozu etkileyen bir tanı aracı yoktur. Koruyucu önlemi sigara bırakmadır. Prostat kanserinin prevalansı 80 yaşın üzerine %10 olup mortalitesi 1/380’dir. Tarama testlerinden rektal tuşenin %70 duyarlılığı ve %80 özgüllüğü vardır. PSA veya transrektal USG ile tanı konulabilir ama mortalite değişmez. Koruyucu önlem periodik muayene ile olur.

Osteoporoz: Prevalansı kadınlarda %30-40’tır. Risk faktörleri yaş, cinsiyet, genetik, erken menopoz, sigara, diyet, sedanter yaşam ve iyatrojeniktir. Tarama testleri yoktur. Koruyucu önlemleri diyet (günde 800-1000mg Ca) ve egzersizdir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar: İnsidansı genç erişkinlerde daha fazladır. Prevalansı Gonore için %5’tir. Risk faktörleri semptomsuz taşıyıcılık (çok fazla sıklıkta), çok eşlilik ve homoseksüelliktir. Tarama testleri yoktur. Risk altındakilere yıllık gonore ve sifilis taraması yapılabilir. Koruyucu önlemler arasında cinsel sağlık eğitimi, tek eşlilik ve kondom kullanımı yer alır.

Kazalar: Risk faktörleri alkol, sigara kullanımını, emniyet kemeri ve kask kullanmamayı, mutfak kazalarını, oyuncakların neden olduğu kazaları, dikkatsiz soba ve şofben kullanımını içerir. Koruyucu önlemler arasında eğitim (emniyet kemeri kullanımı, alkollü araç kullanmama),  yangın söndürücü ve banyoda tutacak bulundurma yer alır.

 

Sağlık Hizmetleri

Günümüzde sağlık hizmeti "üç aşamalı" olarak bireye ve toplumun her kesimine ulaşır. En önemli aşaması birinci aşamadır.

Koruyucu Sağlık Hizmetleri

Gelecekteki muhtemel hastalık ve sakatlığın riskini, ciddiyetini ve süresini en aza indirecek veya engelleyecek, hastanın farkında olmadığı hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce teşhis edip tedavinin hastalığın erken döneminde yapılmasını sağlayan hastalık öncesi sağlık hizmetlerini kapsamaktadır. Koruyucu sağlık hizmetleri tehlikenin kendisine karşı bir mücadele şeklidir. Tehlikenin önlenmesi, temelde birey ve toplum güvenliğine bir katkıyı ifade etmektedir. Bu birinci aşamadaki işlevler gerçekleşmezse insan sağlığının kaybı, can kaybı, üretim ve verim kaybı, yaşamın anlamının yitirilmesi, ekonomik kayıp vb meydana gelebilir. Koruyucu sağlık hizmetleri kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri olmak üzere ikiye ayrılır.

Kişiye yönelik sağlık hizmetleri:

1. Bağışıklama: Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın, bunların mortalite ve morbiditesini önlemenin en etkin yoludur. Rutin aşılama, özellikle çocuklarda, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, konjenitel rubella sendromu, polio, difteri, tetanos, boğmaca olgularında % 90 ya da daha fazla azalmaya sebep olmuştur. Aşı ile koruma, aktif ya da pasif olabilir. Aktif bağışıklamada aşı ya da toksinin uygulanması, enfeksiyon etkenine ya da onun toksinine karşı vücudun bir immün yanıt geliştirmesine yol açar. Aşılar ya canlı süspansiyon (genellikle attenüe [zayıflatılmış] aşılar) ya da inaktif mikroorganizma ya da fraksiyonlarını içerir. Aktif bağışıklamanın korumaya başlaması, vücutta yanıtın zaman almasına bağlı olarak, geç olsa da uzun süreli immünite (bağışıklık) sağlar. Canlı attenüe aşılar ile verilen küçük miktarlardaki yaşayan mikroorganizmalar, replikasyonu engelleyerek, alıcıda immün yanıt oluşuncaya kadar çoğalır. İnaktive aşılar ve toksoidler fazla miktarlarda antijen içerirler. Canlı aşılar genellikle doğal enfeksiyona paralel düzeyde ve uzun süreli immünite oluşturur. Genellikle tek bir doz aktif bağışıklık için yeterlidir. Ölü aşılar ise, çoklu dozlar gerektirirler. Pasif bağışıklama ise immünglobülin ve antitoksin gibi daha önceden hazırlanmış olan antikorların uygulanması ile geçici olarak sağlanan immünitedir. Pasif bağışıklama, bir enfeksiyon etkeni ile kısa bir süre önce temas ettiği bilinen veya şüphe edilen, ya da temas etmesi beklenen bireyleri daha önceden korumak için kullanılır.

2. İlaçla Koruma: Özellikle aşısı olmayan hastalıklar için geçerlidir.

3. Erken Tanı: Tedavi kolaylığı ve başarısı açısından önemlidir.

4. Beslenme: Birçok hastalığın altında yatan temel ve hazırlayıcı nedendir. Örn: tüberküloz.

5. Aile Planlaması: Çok ve sık doğum yapan kadınların sağlıkları tehlike altındadır.        

6. Sağlık Eğitimi: Kişilere, kendi sağlıklarından sorumlu oldukları bilincini sağlamayı amaçlar. Sağlıklı kalma büyük ölçüde hasta eğitimiyle sağlanır.

7. Kişisel Hijyen.

Çevreye yönelik sağlık hizmetleri:

1. Yeterli ve temiz içme suyu sağlanması: Kentlerde yaşayan nüfusun büyük çoğunluğu şebeke suyundan yararlanmaktadır. Şebeke suyunun klorlanmasının, bakım ve onarımının denetimi gerekir. Kırsal kesimde şebekeli su dağıtımının olmadığı yerlerde su halk tarafından doğrudan kuyulardan ve akarsulardan çekilerek sağlanır. Bu su kaynaklarını klorlamak olanaksız olduğundan sağlıklı olup olmadığının denetlenmesi gerekir.

2. Atıkların kontrolü: Evsel katı atıkların, endüstriyel katı atıkların, hastane atıklarının ve tehlikeli atıkların uygun şekilde toplanması, uzaklaştırılması ve arıtılmasının denetimi gereklidir.

3. Besin hijyeni: Gıda kontrolü kimya mühendisi, ziraat mühendisi, gıda mühendisi, veteriner hekim, eczacı, doktor, tıbbi teknolog, gıda teknikeri, kimyager, mikrobiyolog, biyolog, veteriner sağlık teknisyeni, sağlık yüksekokulu mezunu gibi farklı meslek gruplarından kişiler tarafından; sağlık Bakanlığı, Ziraat Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı gibi farklı bakanlıklar ile belediyeler, Türk Standartları Enstitüsü gibi kurumların yönetiminde yapılmaktadır. Gıda işletmelerinde gıda hammaddelerinde böcek öldürücü ilaçların, veteriner ilaçlarının, hormonların, anabolizanların, yem ve gübre kaynaklı bulaşmaların, depolamada haşere, parazit, mikrobiyolojik bozulmalara bağlı toksin oluşumunun, gıda ürününün üretiminde katkı, yardımcı madde, türev kalıntısının, paketlenmiş gıdalarda ambalaj maddesi ve katkıların yer değiştirmesinin, yanlış ve eksik etiket beyanının olup olmadığı denetlenir. Toplu gıda tüketim yerlerinde ise gıda hazırlamada sağlık bilgisi eksikliği, serviste sağlıklı koşullara özen göstermeme başlıca sorunlardır.   

4. Barınak hijyeni: Konut alanları hava akımına olanak veren, güneş ışığı alabilen, doğal afetlere karşı risksiz alanlarda planlanmalıdır. Sağlık koşullarına uygun olmayan yapılarda bulaşıcı hastalıklar, psikolojik bozukluklar, ev kazaları daha kolay oluşmaktadır. Kanalizasyon sorunu bulunan yerleşim yerleri sindirim yolu ile bulaşan salgın hastalıkları kolaylaştırıcı bir etkendir.

5. Hava kirliliği ve gürültü ile savaş: Hava kirliliğinin iki temel nedeni hızlı kentleşme ve kontrolsüz sanayileşmedir. İllerde hava kirliliği (kükürt dioksit, asılı partiküller, azot oksitleri, karbon monoksit, ozon yönünden) cihazlar ile izlenmektedir. Halledilmeyen ulaşım sorununun yol açtığı zaman kaybı, gürültü ve hava kirliliği büyük kentlerdeki önemli sorunlardandır. Otopark alanlarının yetersizliği bu sorunları daha da karmaşık hale getirmektedir.   

6. Vektör kontrolü: Vektör kontrolü koruyucu sağlık hizmetlerinin bir grubu olan çevreye yönelik hizmetlerde yer alır. Haşere Kontrol Mücadelesi’nin en önemli amacı kentlerde sağlıklı bir çevrenin oluşmasını sağlamaktır. Bundan dolayı çevre sağlığının önemi haşere kontrol mücadelesinin temel taşlarından biridir. Haşereler vektör olarak taşıdıkları bulaşıcı hastalıkları değişik konaklara uğramalarından dolayı canlılar arasında sürekli bir transfere neden olurlar. Özellikle kent zararlıları olarak adlandırılan sivrisinekler ve karasinekler hastalık bulaştırma riski en yüksek haşerelerdir. Bundan dolayı kent zararlıları ile mücadele de sivrisinekler ve karasinekler önemli bir yer tutmaktadır. Bunların dışında hamamböcekleri, pireler ve fareler de önemli zararlılardır. Kent zararlıları ile mücadelenin en önemli nedeni vektör hastalıklarını önleme çabası olmalıdır. Zira yüzyıllar boyunca insanoğlunu tehdit eden vektöriyel hastalıklar bugün bile gelişmiş ülkeler de dahil birçok ülkede sorun oluşturmaya devam etmekte ve insan sağlığını tehdit etmektedir.

         

Sağlıkla ilgili amaçlarına örnekler:

1. Sigara içenlerin sayısını azaltmak (kırk yaşındaki bir kişiyi sigarayı bırakmaya ikna etmek koroner arter hastalığından ölme riskini % 30 oranında azaltır),

2. Yüksek/aşırı yağlı yiyeceklerin tüketimini azaltmak (bir kişinin kolesterol düzeyi % 1 oranında düşürüldüğünde koroner arter hastalığından ölme riski oranında azaltılmış olur),

3. Bulaşıcı hastalıkların önlenmesini geliştirmek,

4. Meme kanseri gibi kronik hastalıkların tarama yaklaşımlarını daha etkinleştirmek,

5. Ölümcül kazaları azaltmak.

Tedavi Hizmetleri

 

Kişinin sağlık durumunun bozulmasıyla birlikte, herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmasından itibaren durumunun düzeltilmesi için hasta sıfatıyla kişiye verilen her türlü hizmettir. Bu hizmetlerin kapsamına muayene, laboratuar, tıbbi görüntüleme, teşhis, tedavi, ilaç, ameliyat, personel giderleri vb. her türlü uygulamalar girer.

 

Birinci Basamak

Evde ve ayakta tedaviyi kapsar. Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri, Verem Savaş Dispanserleri ve Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) merkezleri bu basamakta yer alır. Aile Hekimliği uygulamasının tüm Türkiye’de hayata geçtiği 2010 yılından önce Aile Sağlığı ve Toplum Sağlığı Merkezlerinin verdiği hizmetler Sağlık Ocakları tarafından verilirdi.

İkinci Basamak

Hastaların yatırılarak teşhis ve tedavi hizmetlerinin verildiği genel hastanelerdir. Eğitim vermeyen il ve ilçe devlet hastaneleri bu basamakta hizmet vermektedir.

Üçüncü Basamak

Kanser hastaneleri ve sanatoryumlar gibi özel dalda uzmanlaşmış hastaneler ve üniversite hastaneleridir.

Rehabilitasyon Hizmetleri

 

Bedence veya ruhça sakat kalmış olanların başkalarına bağımlı olmaksızın yaşayabilmelerini sağlamak için yapılan çalışmaları kapsar. Tıbbi ve sosyal rehabilitasyon olarak iki grupta toplanır.